1. Fiil savunmak, müdafaa etmek, önlemek.
    The army defends our country against enemy attack.
  2. Fiil (dava, adlî kovuşturma vb.) karşı koymak, muhalefet/itiraz etmek.
  3. Fiil, Hukuk (mahkemede) savunmak, müdafaa etmek, avukatlığını yapmak.
  4. Fiil (bir fikri, nazariyeyi vb.) savunmak, desteklemek.
    How can you defend such a crazy theory?
davasını savunmak Fiil
memleketini savunmak Fiil
canını korumak Fiil
savunma için mahkemeye çıkmak Fiil
avukat vekâletnamesi
bir iddiayı savunmak Fiil
bir sanığı savunmak Fiil
davalıyı savunmak için mahkemeye çıkmak Fiil
bir davayı savunmak Fiil
(US) bir davada savunma yapmak Fiil
dava da savunma yapmak Fiil
bir davada savunmada bulunmak Fiil
bir fikri savunmak Fiil
korumak, himaye/muhafaza etmek.
She defended her children from the mad dog. The sentry defended the
platoon against sudden attack.
mahkemede davalı sıfatıyla savunmaya çıkmak Fiil
kendini korumak Fiil