Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. mum.
  2. (şekilce, kullanılış bakımından) muma benzeyen şey.
    a sulfure candle for fumigating.
  3. Askerlik2 sis bombası: yakılınca sis/duman yayan silindrik madde.
  4. (bkz: candela ).
  5. yumurtaları ışığa tutarak muayene etmek.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

by the light of a candle
mum ışığında
fit to hold a candle
kâbına erişmek,
mec. eline su dökebilmek, boy ölçüşebilmek.
He is not fit to hold candle to DEVAMINI OKU
Ali when it comes to learning foreign languages. GİZLE
foot candle
mum-ayak (aydınlatma birimi): ışık gücü 1 mum olan kaynağın 1 ayak (30.5 cm) uzaktaki yüzeyde husule DEVAMINI OKU
getirdiği aydınlatma (= 1 lümen/0.093 m2). GİZLE
İsim
international candle
milletlerarası mum: 1921'den 1940 a kadar ışık şiddeti birimi kabul edilen, belirli koşullar altında DEVAMINI OKU
yapılmış bir mumun verdiği ışık. GİZLE
not to be worth the candle
zahmete değmemek Fiil
not to be worth the candle
zahmetine değmez
Roman candle
havan maytabı.
rush candle
(a) sazdan çıra, saz mumu, yağa batırılıp yakılan kuru saz, (b) önemsiz/değersiz kimse/şey.
The game is not worth the candle
Zahmete değmez/Astarı yüzünden pahalı/Yapılan masrafa, harcanan emeğe değmez.
The game isn't worth the candle
Zahmete değmez.
watch candle
ölü kandili
wax candle
mum
candle end
kırık dökük
candle end
pılı pırtı
candle holder
şamdan
candle ice
mum şeklinde buz. İsim
candle light
mum ışığı. İsim
candle light
donuk sun'î ışık. İsim
candle light
alacakaranlık. İsim
candle power
mum kuvveti
candle power
ışık kuvveti
burn the candle at both ends
candle (6).
burn the candle at both ends
(a) çok çalışmak, sabah karanlığından gece yarılarına kadar uğraşmak/didinmek, (b) gece gündüz eğlenmek, DEVAMINI OKU
kendini yıpratmak, enerjisini (çalışarak/eğlenerek) tüketmek.
Young people like to enjoy life, and they often burn the candle at both ends. GİZLE
He can't hold a candle to you.
O senin eline su dökemez. Cümle
hold a candle to
boy ölçüşmek, denk olmak,
argo aşık atmak.
hold a candle to devil
şeytana yol göstermek, kötülere yardakçı olmak.
not fit to hold the candle to sb
eline su dökememek Fiil
not hold a candle to
kâ'bına erişememek, eline su dökememek, (mukayese kabul etmeyecek derecede) aşağı olmak.
He cannot DEVAMINI OKU
(= is not fit to) hold a candle to you: O sizin elinize su dökemez/kâ'bınıza erişemez/tırnağınız olamaz. GİZLE
not to be fit to hold a candle to sb
birinin eline su dökememek Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun