Fiil katılmak, iltihak etmek. to attach oneself to a group: bir gruba katılmak.
Fiil, Askerlik2 emrine atamak, maiyetine tayin etmek.
Fiil girmek, dahil etmek/olmak. to attach oneself to a party: bir partiye girmek/dahil olmak.
Fiil -e atfetmek/vermek/hamletmek, isnat/izafe etmek. to attach significance to a gesture: bir jeste DEVAMINI OKU
mânâ vermek. No blame/guilt attaches him for the accident: Kazadan dolayı ona suç isnat edilemez. I attach no significance to the threat: Tehdide önem vermem/adırmam. to attach importance to … : …'e önem vermek. GİZLE
Fiil sevgi bağlarıyla bağlamak, kendine bağlamak, sevdirmek. She tried to attach him to herself by various DEVAMINI OKU
subtle devices: Çeşitli kurnaz hilelerle onu kendine bağlamaya çalıştı. to be attached to: (kalben) bağlı olmak. I am very attached to her: Ona (kalben) çok bağlıyım. GİZLE