Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Zarf günde(lik), yevmî.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

a day
günde(lik), yevmî. Zarf
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Çeviri

  1. İsim applicant
  2. İsim candidate
  3. candidate
  4. solicitor
  5. applicant
  6. material
  7. nominee
  8. suitor
  9. aspirant
  10. postulant
  11. intending
Türkçe-Ingilizce çeviriler: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

aday gösterme
nomination İsim, Hukuk
(parlamento) rakipsiz aday
unopposed candidate
Amerikan vatandaşı olmak isteyen aday
declarant
aynı seçimde seçime katılan aday
running mate
bağımsız aday
independent candidate
baş aday
front runner
baş aday
prime candidate
baş aday
top candidate
baş aday
frontrunner
baş aday
shoo in
başarılı aday
successful candidate
başarısız aday
unsuccessful candidate
başta giden aday
front runner
başvuracak aday
available candidate
bir mevkie aday
candidate for a post
bir mevkiye atanmaya layık görülen aday
to qualify as probationer for a past
birinci aday
top candidate
daha başlangıçta kazanma şansı olmayan aday
also run
daha yüksek bir mevkie tayin edilmesi beklenen aday
probationer for higher grade
gösterilen aday
running candidate
güçlü aday
powerful candidate
güçlü aday
strong candidate
ideal aday
ideal candidate
işe başvuran aday
job candidate
kazanma şansı olan aday
available candidate
kazanmayan aday
unsuccessful candidate
mevkiye aday
candidate for a post
ortak aday
joint nominee
ortak aday
fusion candidate
önerilen aday
nominative candidate
paraşüt aday
parachute candidate
parlamentoda tavsiye olunan aday
coupon candidate
partinin tabanından ya da halktan bir aday
groundswell
rakip aday
rival candidate
seçilebilir aday
eligible candidate
seçim kampanyasına katılan aday
election campaigner İsim
seçim kampanyasına katılan aday
campaigner
seçimin iptalini isteyen aday
contestant of election returns
sınava giren aday
examinee
şanslı aday
front runner
tek aday
unopposed candidate
tek başına mücadele eden siyasi aday
lone hand
teklif edilen aday
nominative candidate
titizlikle seçilen aday
hand- picked candidate
uygun aday
eligible candidate
yeni aday
new face
yüksek kademeli memuriyetlerde aday
junior counsel
aday adayı
candidate for nomination İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
aday belirlemek
to nominate Fiil
aday gösterilmiş
nominative
aday gösterme
nomination of a candidate
aday gösterme
putting in of a candidate
aday gösterme hakkı
right of nomination
aday göstermek
to set up a candidate Fiil
aday göstermek
to field a candidate Fiil
aday göstermek
to run a candidate Fiil
aday göstermek
to nominate a candidate Fiil
aday göstermek
to adopt as candidate Fiil
aday göstermek
to propose a candidate Fiil
aday göstermek
to nominate Fiil
aday kalmak
to remain on the ballot Fiil
aday koymak
to set a candidate Fiil
aday koymak
to set up a candidate Fiil
aday listesi
list of nominees
aday listesi
electoral list
aday listesi
list of candidates
aday listesi
ballot
aday listesi
(US) ticket
aday listesi sunmak
to put forward a list of candidates Fiil
aday listesi üzerinde çizerek değişiklik yapmak
to scratch a ticket Fiil
aday listesinden silmek
to remove someone from the ticket Fiil
aday listesine girmesini onaylamak
to adopt a candidate Fiil
aday listesini olduğu gibi vermek
to vote the straight ticket Fiil
aday mirasçı
institute
aday olarak göstermek
to nominate Fiil
aday olmak
to put up for (an) election Fiil
aday olmak
to stand for an office Fiil
aday olmak
to stand as candidate Fiil
aday olmak
to stand as a candidate Fiil
aday olmak
to put in for an election Fiil
aday olmak
to stand for a constituency Fiil
aday olmak
to be a candidate Fiil
aday olmak
to stand Fiil
aday öğrenci
student candidate
aday propagandası
campaign for members İsim
aday seçmek
to poll for a candidate Fiil
aday taraflar
electoral following
aday tayin etmek
to put up as a candidate Fiil
aday yoklaması
primary meeting
aday yoklaması
primary election
başkanlığa aday olmak
to stand for the presidency Fiil
başkanlığa aday olmak
to run for the presidency Fiil
belediye başkanlığına aday olmak
to stand as a mayor Fiil
bir aday göstermek
to run a candidate Fiil
bir aday göstermek
to put forward (up) a candidate Fiil
bir aday için kamuoyu araştırması yapmak
to canvass for a candidate Fiil
bir aday için oy kullanma
(US) to ballot for a candidate
bir aday için oy kullanmak
to ballot for a candidate Fiil
bir aday için oyunu kullanmak
to give one's vote for a candidate Fiil
bir aday veya partinin seçilmesi için yapılan propaganda
electioneering propaganda
bir aday veya partinin seçim kazanması için çalışma
electioneering
bir adayın aday listeye girmesini onaylamak
to adopt a candidate Fiil
bir mevki için aday olmak
to run for an office Fiil
bir seçim bölgesinden aday olmak
to stand for a constituency Fiil
bir seçimde aday olmak
to stand for (an) election Fiil
bir seçimde aday olmak
to run in an election Fiil
bir seçmenler bölgesinden aday olmak
to get in for a constituency Fiil
bir şeye aday olabilmek
to be eligible for sth Fiil
birine olası aday gibi bakmak
to look upon someone as a likely candidate Fiil
birini aday olarak düşünmek
to think of someone as a candidate Fiil
birini aday olarak düşünmek
to think of someone as candidate Fiil
birini aday olarak göstermek
to present a candidate Fiil
birini başkanlığa aday göstermek
to propose someone for chairman Fiil
birini başkanlığa aday göstermek
to nominate a man for the presidency Fiil
birini başkanlığa aday göstermek
to propose someone for chairmanship Fiil
birini belediye başkanlığına aday göstermek
to nominate someone for mayor Fiil
birini bir mevkiye aday göstermek
to nominate a candidate Fiil
birini üyeliğe aday göstermek
to put a name down for membership Fiil
bütün partilerin aday listesi
blanket ballot
dönüşümlü olarak yeniden seçim için aday olmak
to stand for reelection in rotation Fiil
fuara katılmak için aday olmak
to register for a fair Fiil
genel kurulda aday teklif etmek
to make nominations from the floor Fiil
hazır aday listesi
printed ballot
iki aday arasında doğrudan mücadele
straight fight Siyaset-Ulusl. İlişkiler
iki aday listesini birleştirmek
to combine two electoral lists Fiil
karışık aday listesi
mixed ticket
katılımcı aday ülke
candidate country with accession partnership İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
kendini bir şey için aday koymak
to offer oneself as candidate for sth Fiil
kendinin bir iş için aday olduğunu belirtmek
to offer someone for a post Fiil
konservatif aday için oy toplamak
to canvass for the conservative candidate Fiil
mevki için aday olmak
(US) to run for an office Fiil
parlamentoya aday olmak
to put up for parliament Fiil
seçim için aday olmak
to run in an election Fiil
seçime aday olabilme
eligible for election
seçime aday olarak katılmak
to figure for an election Fiil
yaşamadığı seçim bölgesinden aday gösterilen politikacı
parachute candidate
yeterinden fazla aday bulunan seçim
contested election
yıpranmamış yeni aday yeni yağan kar
new fallen snow
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.

Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

  1. Herhangi bir iş için kendini öne ... öne sürülen kimse, namzet
Kubbealti Akademisi Kültür ve Sanat Vakfi isbirligiyle yayinlanan özet bilgilerdir. Kelimenin kökeni, tüm anlamlari ve örnek cümleler için www.kubbealtilugati.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.