to the point

English-Turkish Translation

  1. tam yerinde, isabetli.
    be to the point: (söz) yerinde/isabetli olmak.
    Your advice was very
    much to the point: Nasihatiniz gayet yerinde idi.
    His speech was brief and to the point: Konuşması kısa ve isabetli idi.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

speak one's mind clearly and to the point
konuya bağlı kalmak Verb
speak one's mind clearly and to the point
yerinde söz söylemek Verb
speak one's mind clearly and to the point
açık ve isabetli konuşmak Verb
answer to the point
tam cevapıni vermek Verb
answer to the point
sorulan soruya cevap vermek Verb
answer to the point
tam cevabını vermek Verb
come a to the point
doğrudan sadede gelmek Verb
come straight to the point
doğrudan sadede gelmek Verb
come to the point
asıl konuya dönmek/gelmek, sadede gelmek.
get back to the point
konuya dönmek Verb
get to the point
asıl konuya dönmek/gelmek, sadede gelmek.
keep to the point
konudan çıkmamak Verb
let's get back to the point
sadede gelelim
not to the point
konu dışı
short and to the point
kısa ve öz
short and to the point
veciz
speak to the point
(a) konuya bağlı kalmak, (b) yerinde/isabetli söz söylemek, öz konuşmak.
stick to the point
konuya odaklanmak Verb
stick to the point
konudan ayrılmamak Verb
stick to the point
meseleye odaklanmak Verb
stick to the point
meselenin özünü kaçırmamak Verb
straight to the point
doğrudan sadede
(severe) to the point of (cruelty)
(zalimliğe) varacak derecede (haşin)
get exhilarated to the point of intoxication about sth
bir şey karşısında mest olmak Verb
More to the point, ...
Daha önemlisi, ...
point out to someone the folly of his conduct
birine davranışının budalalığını göstermek Verb
point to someone as the culprit
birini suçlu olarak göstermek Verb
point to the north
kuzeyi göstermek Verb
point to the south
güneyi göstermek Verb
stretch … to the breaking point
…i sonuna kadar zorlamak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database