terrible

  1. Adjective müthiş, korkunç, dehşet verici, dehşetli.
    a terrible winter/cold. a terrible accident. terrible war.
  2. Adjective berbat, pek kötü.
    We had a terrible time on holiday. A terrible play. I feel terrible.
  3. Adjective aşırı, pek, çok.
korkunçlaşmak Verb
afacan, yumurcak, yaramaz/haşarı/ele avuca sığmaz/ıslah kabul etmez çocuk, soru ve sözleriyle büyükleri güç durumda bırakan çocuk.
sorumsuz/pervasız işler yapan veya sözler söyleyen kimse.
acıklı ayrılık
feci bir durum
söylenmemesi gereken birşey Noun
ağza alınmaması gereken birşey Noun
korkunç birşey Noun
kötü bir ruh haleti içinde olmak Verb
müthiş sıkıntılı anılar yaşamak Verb
zor zamanlar geçirmek Verb