Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
standby
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
yedek, ihtiyat, yedekte bulunan şey/kimse/düzen.
Eggs are a great standby = standby in the kitchen.
standby = standby force
ask.
hazır kıta.
on standby = standby
: yedekte/el altında hazır, emre âmade.
We have a crew on standby = standby .
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
English Turkish Phrases
standby commitment
sınırlı bir süre için geçerli olan taahhüt
standby cost
sabit gider
standby costs
sabit maliyet
standby credit
ek kredi
standby credit
yedek kredi
standby credit
Uluslararası Para Fonu tarafından üye ülkelere belirli bir süre içinde kullanılmak üzere verilen kredi
standby credit
destek kredisi
standby credit arrangement
yatırım amacıyla önceden üzerinde anlaşmaya varılan uzun vadeli kredi sözleşmesi
standby duty
(askerlik) nöbetçilik görevi
standby equipment
yedek teçhizat
standby fare
havalanmadan kısa süre önce ucuzlatılan uçak bileti
standby financing
finansman garantisi
standby letter of credit
bankanın verdiği teminat akreditifi
standby order
(askerlik) hazır olma emri
standby passenger
bekleme listesindeki yolcu
standby personnel
icapçı
Noun, Military
standby position
(askerlik) bekleme mevzii
standby service
nöbet hizmeti
standby ticket sale
uçuş tarihi belirsiz uçak bileti satışı
stand by
dinlemek de kalma
Communication
stand by
(a) arka çıkmak, desteklemek, tarafını tutmak, (b) (sözünde) durmak, sebat etmek, sadık kalmak.
I
stand by what I said. (c) hazır olarak beklemek, yakınında durmak, ayrılmamak, (d) karışmamak, yardım etmemek, ilgisiz kalmak.
stand- by
önceden yer ayırtmamış (müşteri
stand-by
dayak
stand-by
stand by
stand-by
mutemet
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Turkish-English Phrases
stand by
stand-by
Turkish-English phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.