shade

  1. Noun gölge, saye.
    the shade of a tree.
  2. Noun gölgelik yer.
    Let's sit in the shade .
  3. Noun abajur.
  4. Noun tayf, hayalet.
  5. Noun renk tonu, koyuluk.
    half-shade: ara renk.
  6. Noun derece, ince fark, ayırtı, nüans.
    shades of difference: incelikler.
    all shades of thoughts:
    bütün farklı düşünceler.
    shades of meaning: ince anlam farkları.
    a word with several shades of meaning: çok az farklı birçok anlamlara gelen sözcük.
  7. Noun cüz'î miktar, zerre, nebze, iz.
    a shade: biraz(cık).
    a shade better: biraz daha iyi.
    a
    shade too long: biraz uzun.
    He spoke with a shade of anxiety. That music is just a shade too loud.
  8. Verb gölgelemek, gölge düşürmek.
  9. Verb karartmak.
  10. Verb saklamak, gizlemek, örtmek.
  11. Verb (ışıktan/ateşten vb.) korumak, muhafaza etmek.
    He shaded his eyes from the sun with his hand.
  12. Verb (renk vb.) koyulaştırmak, resme gölge vermek.
  13. Verb rengi gittikçe açılmak/koyulaşmak, bir renkten tedricen ötekine geçmek.
    green shading into blue: maviye çalan yeşil.
  14. Verb pek az farklı olmak, güçlükle ayırt edilebilmek.
    A question where right and wrong shade into one another.
  15. Verb (fiyat vb.) hafifçe düşürmek/azaltmak.
az tanınmış olmak Verb
gölge düşürmek Verb
gölge vurmasını sağlamak Verb
gölge etmek Verb
gölgelendirmek Verb
abajur
gölgede bırakmak Verb
birini/birşeyi gölgede bırakmak, önemini/şöhretini azaltmak.
perde.
gölgelik, pancur.
s anlam nüansları Noun
(a) fiyatını biraz düşürmek/kırmak, (b) hafif bir değişiklikle bir renk veya anlamdan ötekine geçmek.
gölgedeki ısı derecesi
gölge veren ağaç
tarama yapmak Verb
gölgelemek Verb
açılır tavan