problem

English-Turkish Translation

  1. Noun aksaklık
  2. sorun, problem, mesele, dava, muamma.
    unemployment problem: işsizlik sorunu/davası.
    She's a
    problem to me: O benim için bir muammadır.
  3. Mathematics soru, problem.
    solve a problem: bir problemi çözmek.
  4. çetin, zor, başa çıkılması/düzeltilmesi müşkül, yola gelmez, islâh olmaz.
    a problem child.
  5. (edebiyat) tezli, çözümü zor konuları işleyen.
    a problem play: sorun oyunu, tezli piyes.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

behavioral problems
davranış sorunları Noun, Psychology
behavioral problems
davranış problemleri Noun, Psychology
behavioral problems
davranışsal sorunlar Noun, Psychology
behavioral problems
davranışsal problemler Noun, Psychology
focus one's efforts on a problem
bütün çabalarını bir soruna yöneltmek Verb
roll a problem in one's head
sorunu kafasında evirip çevirmek Verb
roll a problem round in one's head
bir sorunu kafasında evirip çevirmek Verb
roll a problem round in one's mind
bir sorunu kafasında evirip çevirmek Verb
Southeastern problem
Güneydoğu sorunu Proper Name, Politics-Intl. Relations
attempt to solve a problem
bir sorunu çözmeye çalışmak Verb
be facing a problem
bir sorunla karşı karşıya bulunmak Verb
benchmark problem
hedef işareti sorunu
capacity problem
kapasite sorunu
cash problem
likidite sorunu
chronic problem
kronik sorun Noun
chronic problem
müzmin sorun Noun
chronic problem
müzmin mesele Noun
colour problem
ırk sorunu
commitment problem
sözünde durmama problemi Noun, Competition Law
competitive problem
rekabet sorunu
consumer problem
tüketici problemi
contractual problem
sözleşme sorunu
currency problem
para sorunu
deal with a problem
bir sorunu çözümlemek Verb
decision problem
karar sorunu
difficult problem
düğüm
diversification problem
ürün çeşitlendirme sorunu
drinking problem
alkol sorunu Noun, Psychology
drinking problem
içki sorunu Noun, Psychology
entrepreneurial problem
yönetim sorunu
examine a problem
bir konuyu tartışmak Verb
frontier problem
sınır sorunu
fundamental problem
temel sorun
get to grips with a problem
bir sorunu çözmede başarılı olmak Verb
grapple with get down to a problem
bir sorunla mücadele etmek Verb
hammer away at a problem
bir problemi çözmek için canla başla uğraşmak Verb
hard problem
güç sorun
have a good grip of a problem
konuyu iyice kavramak Verb
have a through grasp of a problem
bir sorunu tam anlamak Verb
hold-up problem
vazgeçme problemi Noun, Competition Law
home front problem
iç politika sorunu
housing problem
konut/mesken sorunu, iskân meselesi.
investment problem
yatırım sorunu
knotty problem
güç sorun
knotty problem
karmaşık sorun
leave someone with a problem
birini sorunuyla baş başa bırakmak Verb
leave someone with a problem
birini sorunuyla başbaşa bırakmak Verb
linguistic problem
dil sorunu
link a problem
(US) bir sorunu yenmek Verb
liquidity problem
likidite sorunu
long-standing problem
köklü sorun Noun
marketing problem
pazarlama sorunu
matrimonial problem
karı-koca sorunu
minorities problem
azınlık sorunu
minority problem
azınlık sorunu
monopoly problem
tekel sorunu
operating problem
işletme sorunu
operational problem
işletme sorunu
population problem
nüfus sorunu
pore upon a problem
bir sorun ile uğraşmak Verb
pose no problem
sorun oluşturmamak Verb
present a problem
sorun olmak Verb
present a problem
sorun teşkil etmek Verb
present a problem
sorun arz etmek Verb
psychological problem
psikolojik sorun Noun, Psychology
psychological problem
psikolojik problem Noun, Psychology
race problem
ırk sorunu
racial problem
ırk sorunu
revolve a problem
bir sorunu müzakere etmek Verb
revolve a problem
düşünüp taşınmak Verb
salary problem
maaş sorunu
set someone a difficult problem
birine güç bir problemin çözülmesini devretmek Verb
social problem
sosyal süreç
solving a problem
çözme
square up to a problem
bir mesele hakkında mütalaasını yürütmek Verb
strike in on a problem
sorunda sözü olmak Verb
supply problem
tedarik sorunu
tackle a problem
bir sorunu çözmek üzere ele almak Verb
tackle a problem
problemi çözmeye çalışmak Verb
the chief problem
iş
thorny problem
belalı sorun
traffic problem
trafik sorunu
transfer problem
transfer sorunu
transportation problem
trafik problemi
unemployment problem
işsizlik sorunu
vital problem
hayati sorun
voter- recognition problem
seçmenin kimliğinin saptanması sorunu
voter-recognition problem
seçmenlerin kimliğinin saptanması sorunu
wade into a problem
bir soruna şiddetle girişmek Verb
wage problem
ücret sorunu
will to solve the problem
çözüm iradesi Noun, Politics-Intl. Relations
work out a problem
bir problemi çözmeye çalışmak Verb
work out a problem
problemi çözmeye çalışmak Verb
worry out a problem
problemin yakasını bırakmamak Verb
worry out a problem
bir problemin yakasını bırakmamak Verb
wrestle out with a problem
bir sorunla uğraşıp durmak Verb
problem area
sorunlu bölge
problem child
problem çocuk
problem of evil
kötülük problemi, kötülük sorunu Noun, Religion-Faith
problem of liquidity
nakit sorunu
problem of particular urgency
ivedi çözüm bekleyen sorun
problem of taxes
vergi sorunu
problem solving
problem çözme Noun, Psychology
be real problem to sb
birinin başına dert olmak Verb
Is there some problem?
Bir sorun mu var?
Is there some problem?
Ne oldu?
look on a problem with a different eye
bir soruna başka bir gözle bakmak Verb
No problem.
Önemli değil.
No problem.
Sorun değil.
Not my problem.
Bana ne?
Not my problem.
Beni ilgilendirmez.
solve a problem between the departments concerned
bir sorunu ilgili bakanlıklar arasında çözmek Verb
the problem is exacerbated
sorun daha kötüledi
the problem of earning a living
boğaz derdi
What's his problem?
Ne oldu buna?
What's his problem?
Ne saçmalıyor bu?
What's his problem?
Nesi var bunun?
What's his problem?
Neyi var?
What's his problem?
Bunun derdi ne?
Section of Environmental Problem Prevention
Çevre Sorunlarını Önleme Şube Müdürlüğü Noun, Organizations
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. teaser
  2. Noun difficulty
  3. case
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

davranış problemleri
behavioral problems Noun, Psychology
davranış problemleri
behavioral issues Noun, Psychology
davranışsal problemler
behavioral problems Noun, Psychology
davranışsal problemler
behavioral issues Noun, Psychology
kötülük problemi
problem of evil Noun, Religion-Faith
kuramsal hukuk problemi
moot question
sözünde durmama problemi
commitment problem Noun, Competition Law
trafik problemi
transportation problem
tüketici problemi
consumer problem
vazgeçme problemi
hold-up problem Noun, Competition Law
bir sürü problem
a host of problems
psikolojik problem
psychological issue Noun, Psychology
psikolojik problem
psychological problem Noun, Psychology
söz konusu problem
business at issue
tartışma konusu problem
business at issue
problem çocuk
problem child
problem çözme
problem solving Noun, Psychology
problem çözme becerisi
problem-solving skill Noun, Psychology
problem yaratan durum
villain
problem yaşamak
to encounter problems Verb
problem yaşamak
to experience problems Verb
belirli bir uzmanlık alanında problem çözme ve karar verme yeteneği olan bilgisayar sistemi
intelligent knlowledge-based system
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Matematik kuralları ... istenen soru
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.