can simidini yakalamak
Verb
bir piknikten sonra atılan çöpleri toplamak
Verb
ivme, hızlanma, hız kazanma (motor, otomobil vb.).
cartridge ile ayni anlama gelir. pikap: dönen plaktan iğneye geçen titreşimleri elektrik akımına
çeviren kristal, seramik veya magnetik düzen.
Electronics
pickup truck ile ayni anlama gelir. küçük kamyon, pikap.
(a) vericinin mikrofon/ses girişi, (b) alıcı/kaydedici düzen, (c) yayının yapılacağı/mikrofon ve kameranın
bulunduğu yer, (d) TV de tarama düzeni, (e) interference.
(Beyzbolde) yere düşen topu kapıp atma.
gelişme, ilerleme/düzelme/iyileşme.
a pickup in business/in health.
canlandırıcı/ferahlatıcı/kuvvetlendirici şey.
avlanacak keklik, tav, umumî bir yerde rastlanıp kısa süreli aşk macerası için tavlanan kimse.
(taşıta alınan) yük, yolcu vb.
devşirme, mahallen tedarik edilen kimselerden oluşan.
açık artırmada kelepir bir iş yapmak
Verb
bir radyo yayınını yakalamak
Verb
arabayı yedeğe almak
Verb
çat pat İngilizce öğrenmek
Verb
masrafların bir kısmına katılmak
Verb
(Br) kıt kanaat geçinmek
Verb
kazazede mürettebatı kurtarmak
Verb
birinin dağıttığı yeri toplamak
Verb
birinin dağınıklığını toplamak
Verb
birinin arkasını toplamak
Verb
eski bir yağlıboya tablo düşürmek
Verb
posta toplama ve sevkıyat servisi
bilgi kırıntıları toplamak
Verb
içinde uyunabilen ve kamp teçhizatının depolanabileceği kamyonet
ışıldaklarla düşman uçaklarını tesbit etmek
Verb
üç beş kuruş kazanmak
Verb
şikâyet başvurularında artma
bir reklam için yaratılmış reklam malzemesinin değişik bir biçimde başka bir reklamda kullanılması
kendi kendini yetiştirme yöntemi
şüpheli kişilerin tutuklanması
(a) anlamak, kavramak, farketmek, takdir etmek, (b) yapmaya/kullanmaya başlamak.
birşeye dönüp daha ayrıntılı tartışmak
Verb
birşeyi ayrıntılandırmak
Verb
bir şeyi telafi etmek
Verb
(devletlerarası) suçluları geri verme sözleşmesi
lu caddeyi takip etmek
Verb
(US) 8 numaralı caddeden gitmek
Verb
birini gidip karşılamak
Verb
bilgi kırıntıları toplamak
Verb
birini arabayla almak
Verb
birini gözaltına almak
Verb
birini evinden almak
Verb
yan bir iş de öğrenmek
Verb
(borsada fiyatlar) yükseltmek
Verb
meydan okuyanın davetini kabul etmek
Verb
bir eserde hatalar bulmak
Verb
birşeye eskisi gibi devam etmeye çalışmak
Verb
birşeyi yeniden normale döndürmeye çalışmak
Verb
birşeyi eski haline döndürmeye çalışmak
Verb
(lokantada vb.) hesabı ödemek.
bir konuya yeniden dönmek
Verb
bıraktığı yerden devam etmek
Verb
kaldığı yerden devam etmek
Verb
birinin manevrasını alt etmek
Verb
birinin kalkınmasına yardım etmek
Verb
(a) düelloyu/mücadeleyi (veya meydan okuma şeklindeki daveti) kabul etmek, (b) bir kimseyi/fikri savunmak.
throw down the gauntlet = gantlet: meydan okumak.
canlandırıcı içki ya da ilaç
birinin kendini daha iyi hissetmesini sağlamak
Verb
birini söylediği birşey için azarlamak
Verb
düştüğü yerden kalkmak
Verb