olumsuz

Turkish-English Translation

  1. Adjective negative (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  2. adverse
  3. cynical
  4. Adverb adversely
  5. negative
  6. privative
  7. unfavorable
  8. negatory
  9. in the negative
  10. negativistic
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

görüş vermekten kaçınma
disclaimer of opinion Noun, Accounting
olumlu görüş
unqualified opinion Noun, Accounting
şartlı görüş
qualified opinion Noun, Accounting
sınırlı olumlu görüş
qualified opinion Noun, Accounting
olumlu ya da olumsuz
impact
olumsuz algı
negative perception Noun
olumsuz alındı
negative acknowledge
olumsuz biçimde
adversely Adverb
olumsuz bir şekilde
adversely Adverb
olumsuz bir tavır takınmak
to maintain a negative attitude Verb
olumsuz bir yönü ile meşhur olmuş
notorious Adjective
olumsuz çağrışım
negative connotation Noun
olumsuz cevap
repulse
olumsuz cevap
negative answer
olumsuz cevap
negative reply
olumsuz cevap halinde
in case of an answer in the negative
olumsuz cevap vermek
to answer in the negative Verb
olumsuz ekonomik koşullar
adverse economic conditions Noun
olumsuz eleştiri
negative criticism
olumsuz eleştiri
adverse criticism
olumsuz eleştiri
adverse comment
olumsuz etki
negative impact Noun
olumsuz etki
negative influence Noun
olumsuz etki
adverse effect Noun, Pharmacology
olumsuz etki
bad influence Noun
olumsuz etkilemek
to affect adversely Verb
olumsuz etkilemek
to adversely affect Verb
olumsuz etkilemek
to have an adverse affect on Verb
olumsuz etkisi olan
pernicious Adjective
olumsuz gelişme
adverse event
olumsuz görev uyuşmazlığı
negative conflict of jurisdiction Noun, Law
olumsuz görüş
adverse opinion Noun, Accounting
olumsuz hava koşulları
adverse weather conditions Noun
olumsuz iddia
negative averment
olumsuz ipotek şartı
negative mortgage clause
olumsuz kanıt
negative testimony
olumsuz karşılamak
to discountenance Verb
olumsuz menşe şahadetnamesi
negative certificate of origin
olumsuz menşe şehadetnamesi
negative certificate of origin
olumsuz nitelik
negative tone Noun
olumsuz olarak
adversely Adverb
olumsuz oy
negative vote
olumsuz oy vermek
to vote in the negative Verb
olumsuz rehin şartı
negative pledging clause
olumsuz şartlar
strings attached Noun
olumsuz seçim
adverse selection
olumsuz şekilde etkilemek
take a toll Verb
olumsuz tavır
negative attitude Noun
olumsuz tavır
negative tone Noun
olumsuz tavır takınmak
to take a negative attitude Verb
olumsuz tepki
negative response
olumsuz tepki
negative input Noun
olumsuz teyit
negative confirmation
olumsuz trend
downtrend Noun, Economics
olumsuz tutum
negatism
olumsuz yanıt
negative reply
olumsuz yanıt
declination
olumsuz yanıt
negative answer
olumsuz yön
downside Noun
olumsuz yönler
strings attached Noun
olumsuz yorum
adverse comment
(gemi için) olumsuz sağlık raporu
touched bill
(pazarlama) olumsuz tepki
negative response
...'in olumsuz sonuçları
negative consequences of ... Noun
bir işin, girişimin sonucundan olumlu veya olumsuz etkilenecek olmak
to have skin in the game Verb, Idioms
bir şeye karşı olumsuz tavır takınmak
to be ill disposed towards Verb
bir zarara sebep olmak, olumsuz duruma sokmak
to cause a disadvantage Verb
biri hakkında olumsuz fikri olmak
to have low (poor) of sb Verb
birine dosdoğru olumsuz yanıt vermek
to give someone a plump no for an answer Verb
birini olumsuz biçimde etkilemek
to poison Verb
epey olumsuz eleştiri almak
to receive much negative comment Verb
hem olumlu hem olumsuz etkiye sahip olmak
to work both ways Verb
kısmen olumsuz defi veya cevap
anomalous plea
menfaatler üzerinde olumsuz etkisi olmak
to affect the interests Verb
olumlu ve olumsuz yanlar
pros and cons Noun
olumlu ya da olumsuz kişisel görüşü yansıtan zihinsel durum
attitude
önemli olumsuz etki
material adverse effect Noun, Law
Beowulf: Ölümsüz Savaşçı
Beowulf Proper Name, Cinema
ölümsüz
deathless
ölümsüz
undying
ölümsüz
everlasting
ölümsüz
stable
ölümsüz
immortal
ölümsüz
sempiternal
ölümsüz
timeless
ölümsüz
aeonian
ölümsüz
endless
ölümsüz varlık
immortal
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Beklenen ve ... gerçekleşmeyen, menfî
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

ölümsüz
Hiç ölmeyecek ... bâkî, lâyemut