madde

Turkish-English Translation

  1. Noun matter
  2. Noun item
  3. Noun article
  4. Noun substance
  5. Noun element
  6. Noun clause
  7. Noun stuff
  8. Noun constituent
  9. Noun section
  10. Noun material
  11. Noun component
  12. Noun point
  13. Noun entry
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(gemi poliçelerinde muafiyet maddesi
deductible average Noun
ağartma maddesi
bleancher Noun
akdin maddesi
contract clause Noun
anayasa maddesi
constitutional provision Noun
asgari ihtiyaç maddesi
minimum supply Noun
aşı maddesi
vaccine Noun
besin maddesi
(Lat.) pabulum Noun
bir akitteki şart maddesi
(Lat.) reddendum Noun
Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerin Kaçakçılığına Dair Sözleşme
United Nations Convention Against Illicit Traffic in Narcotic Drugs and Psychotropic Substances Noun, International Law
bol vitaminli yiyecek maddesi
protective food Noun
boru yapma maddesi
tubing Noun
boya maddesi
pigment Noun
bunun ek teminat olarak kabul edileceği maddesi
after acquired clause Noun
çeşni maddesi
condiment Noun
çok selülozlu yiyecek maddesi
roughage Noun
dolgu maddesi
filler Noun, Pharmacology
donmuş gıda maddesi
frozen food Noun
esas katkı maddesi
chief ingredient Noun
fesih maddesi
termination clause Noun
gıda ile temas eden madde ve malzemeler
substances and materials intended to come into contact with fooodstuffs Noun, Food-Kitchen
gıda maddesi
food Noun, Food-Kitchen
gıda maddesi
foodstuff Noun, Food-Kitchen
grev maddesi
strike clause Noun
grev yasağı maddesi
no strike- clause Noun
grev yasağı maddesi
no-strike clause Noun
gündem maddesi
agenda item Noun
hakem yoluyla uzlaşma maddesi
arbitration clause Noun
hayvan ya da bitki dokusunun doğal renklendirici maddesi
pigment Noun
işlenmiş yiyecek maddesi
processed food Noun
izolasyon maddesi
sealant Noun
kanun maddesi
article Noun, Law
katkı maddesi
additive Noun, Environment-Ecology
kontrat maddesi
contract clause Noun
madde kullanımı
drug abuse Noun, Medicine
madde kullanımı
drug use Noun, Medicine
madde kullanımı
substance use Noun, Medicine
madde kullanımı
substance abuse Noun, Medicine
parti programı maddesi
plank in the party platform Noun
Patlayıcı madde imalatı (NACE kodu: 20.51)
Manufacture of explosives (NACE code: C20.5.1) Noun, Trades-Professions
polaroid maddesi
polaroid Noun
posta maddesi
matter Noun
sarı renkte bir boya maddesi
chrome Noun
sıvı besi maddesi
liquid food Noun
soğutma maddesi
cooling agent Noun
sözleşme maddesi
contract clause Noun
sözleşme maddesi
clause of an agreement
sözleşme maddesi
article of an agreement
sözleşme maddesi
contractual clause Noun
sözleşmeye konulan şart maddesi
conditional clause Noun
sözlük maddesi
dictionary entry Noun
tecrit maddesi
lagging Noun
tehlikeli madde bulundurma
possession of dangerous substances Noun, Law
temel besi maddesi
principal food Noun
temel yiyecek maddesi
staple food Noun
temizlik maddesi
cleaning agent Noun, Personal Care-Hygiene
tüketici maddesi
consumer item Noun
tüketim maddesi
consumer item Noun
ücret maddesi
wage clause Noun
uyuşturucu madde kullanımı
drug abuse Noun, Medicine
uyuşturucu madde kullanımı
drug use Noun, Medicine
uyuşturucu madde kullanımı
substance abuse Noun, Medicine
uyuşturucu madde kullanımı
substance use Noun, Medicine
Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerin Kaçakçılığına Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi
United Nations Convention Against Illicit Traffic in Narcotic Drugs and Psychotropic Substances Noun, International Law
uyuşturucu veya uyarıcı madde
narcotics and stimulants Noun
vb ilk maddesi
opener Noun
yastıklama maddesi
padding Noun
yedek yiyecek maddesi
spare food Noun
yevmiyeyi ayarlama maddesi
adjustment journal entry Noun
Zihinsel engellilik, ruh sağlığı ve madde bağımlılığına yönelik yatılı bakım faaliyetleri (NACE kodu: 87.2)
Residential care activities for mental retardation, mental health and substance abuse (NACE code: Q87.2) Noun, Trades-Professions
Zihinsel engellilik, ruh sağlığı ve madde bağımlılığına yönelik yatılı bakım faaliyetleri (NACE kodu: 87.20)
Residential care activities for mental retardation, mental health and substance abuse (NACE code: Q87.2.0) Noun, Trades-Professions
aktif madde
active principle
alerji meydana getiren madde
allergen
ana madde
main entry Noun
aşındırıcı madde
abrasive
askıda katı madde
suspended solid matter Noun
bağımlılık yapıcı madde
addictive substance Noun, Pharmacology
bağlayıcı madde
tying clause
bağlayıcı madde
binding clause
basılı madde
printed matter
beyaz madde
white matter Noun, Anatomy
bir anlaşmaya eklenen madde
protocol
birkaç sorunla ilgili madde
omnibus clause
boğucu madde
smother
boyar madde
dyestuffs
bozulmaz madde
ironclad clause
bozulmuş madde
spoilage
çözünen madde
solute Chemistry
dağıtıcı madde
disintegrant Noun, Pharmacology
dışarı akan madde
effluent
ek madde
collateral clause
ek madde
additional clause
ek madde
subsequent clause
ek madde
additional article Noun, Law
eritici madde
flux
fosfatlı madde
phosphate
geçerliği olmayan madde
inoperative clause
geçici madde
provisional clause
geçici madde
temporary article
geçici madde
provisional article Noun, Law
gerekli madde
necessary article
gri madde
gray matter Noun, Anatomy
gümrüksüz ham madde
duty free raw material
gündemdeki bir sonraki madde
next on the agenda
hasar görmemiş madde
innocent material
ilave edilmiş madde
interpolateed clause
iletken olmayan madde
nonconductor
ilk madde
starting material Noun, Medicine
iptidai madde
primary matter
iptidai madde
raw data
ithama esas olan madde
count indictment
kaba madde
roughage
kanserojen madde
carcinogenic substance Noun, Biochemistry
karşıt madde
antimatter Noun, Engineering
kemiksi madde
bone
kimyasal madde
chemical
kimyasal madde
chemical substance Noun, Chemistry
kısıtlayıcı madde
restrictive covenant
kurutucu madde
desiccant
mikrop öldürücü kimyasal madde
disinfectant
nemlendirici madde
wetting agent
nitrogliserinden yapılmış patlayıcı madde
gelignite
nizami patlayıcı madde
permissible explosive
önce ki madde
preceding article
önceki madde
preceding article
organik madde
organic substance
organik madde
organic matter Noun, Environment-Ecology
parlayabilecek madde
combustibles
patlatıcı madde
exploder
patlayıcı madde
explosive material
patlayıcı madde
blaster
patlayıcı madde
exploder
patlayıcı madde
explosive Noun
peltemsi madde
jelly
petrokimyasal madde
petrochemical
pıhtı laştırıcı madde
coagulate
pıhtı laştırıcı madde
coagulator
plastik madde
man-made fibres
psikoaktif madde
psychoactive substance Noun, Psychology
radyoaktif atık madde
radioactive waste material
renk verici madde
colouring agent
saflığı bozan madde
impurity Noun
şekersiz tat veren madde
sweetener
soğutucu madde
cooling agent
standart madde
standard material
tehlikeli madde
hazardous material Noun, Transport
tehlikeli madde
hazardous materials Noun, Occupational Safety
tehlikeli madde
hazardous substance Noun
tek madde
sole article
tıbbi madde
medication Noun, Medicine
tüketilen madde
consumption in use
tutuşabilecek madde
combustibles
uyuşturucu madde
junk
uyuşturucu madde
gear
yabancı madde
foreign substance Noun
yalıtkan madde
insulation Noun
yanabilecek madde
combustibles
yapışkan madde
goo
yardımcı madde
excipient Medicine
yüzey-aktif madde
surfactant Chemistry
zararlı madde
hazardous substance Noun
zehirli madde
toxicant
zehirli madde
toxic substance Noun, Environment-Ecology
madde bağımlılığı
substance addiction Noun, Psychology
madde bağımlılığı
substance dependence Noun, Psychology
madde imi
bullet Information Technology
madde imli liste
bulleted list Information Technology
madde itibariyle selahiyet
jurisdiction of the cause
madde madde
clause by clause
madde madde belirtmek
to stipulate Verb
madde metni
text of the article Noun, Law
madde numarası
article number Noun, Law
madde tahtında
under the terms of the clause
bir madde ilavesi
insertion of a clause
bir sözleşmeye madde eklemek
to insert a clause into a contract Verb
damardan uyuşturucu madde almak
to mainline Verb
ham madde alımları
raw material purchases Noun
ham madde ihtiyacını karşılamak
to meet the requirements of raw material Verb
ham madde ithali
raw material import
ham madde kurulu
raw material board
ham madde piyasası
raw material market
ham madde üreten ülke
raw material producing country
sözleşmedeki bir madde gereğince
compliance with a clause in a contract
sözleşmeye bir madde eklemek
to put a clause into a contract Verb
uyuşturucu madde bağımlısı
junkie junky
uyuşturucu madde kaçakçılığı
narcotics smuggling
uyuşturucu madde satıcısı
peddler
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. İnsanın dokunma, görme, koklama, tatma duyuları ... ve mekânla sınırlı nesne
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.