çorabında kaçık olmak
Verb
odaya bir merdivenle çıkmak
Verb
havaî merdiven, yangın/itfaiye merdiveni, ekseriya kamyona monte edilmiş uzatılabilen merdiven.
birini çıktığı yerden alaşağı etmek
Verb
sosyal merdivende bir basamak daha çıkmak
Verb
çekilerek uzayan merdiven
yangın merdiveni
Noun, Architecture
balık savağı: bir baraj etrafında som balığı vb.'nin akıntıya karşı yukarı çıkabilmeleri için yapılmış basamaklı havuz.
Noun
merdivenli itfaiye kamyonu.
hook-and-ladder truck ile ayni anlama gelir.
Noun
süllüm-otu
(Polemonium caeruleum): yapraklarının dizilişi merdiveni andırır.
Noun, Botany
(tahta basamaklı) ip merdiven, şeytan çarmığı, süllüm.
Noun, Maritime Traffic
Yakubun rüyasında gördüğü yerden göğe uzanan merdiven.
Noun
çıktıktan sonra nankörlük etmek
Verb
merdivenin son basamağına çıkmak
Verb
merdivenin en üst basamağına çıkmak
Verb
hücum merdiveni, yüksek duvarlara tırmanma merdiveni.
Noun
körkütük sarhoş olmak
Verb
merdiven-arkalık: yatay çıtalardan oluşan sandalye arkalığı.
ladder-back = ladder back chair ile ayni anlama gelir. merdiven-arkalıklı sandalye.
ladder-back = ladder back ile ayni anlama gelir. merdiven-arkalıklı sandalye.
merdiven biçimli dikiş.
Noun