-
Verb tutuş(tur)mak, alevlen(dir)mek, ateşe vermek, ateş almak, yanmak, yakmak.
-
Verb öfkelen(dir)mek, kışkırtmak, tahrik etmek, körüklemek.
Her impassioned accusations inflame = enflamed the crowd.
-
Verb (alev gibi) kızarmak, kızıllaşmak, kızıla boyanmak, kıpkırmızı olmak.
inflame = enflamed eyes.
-
Verb şiddetlendirmek, alevlendirmek.
to inflame = enflame a hatred. Insults served only to inflame = enflame the feud.
-
Verb iltihaplan(dır)mak, yangılan(dır)mak.
an inflame = enflamed boil.