hip

English-Turkish Translation

  1. Noun kalça.
    Women have rounder hips than men. The skirt fits well over the hips.
    with one's hands
    on one's hips: elleri kalçalarında.
    hip bath: yarım banyo, bele kadar gelen banyo.
    hip flask: (cepte taşınan) yassı şişe, brandi şişesi.
    hip pocket: (pantalon) arka cep.
  2. Noun (bkz: hip joint ).
  3. Noun kalça kemiği.
    He broke his right hip when he fell.
    hip disease: kalça kemiği hastalığı.
  4. Noun, Architecture damın eğimli yüzeylerinin birleşme açısı.
  5. Noun (a)
    hip and thigh: acımadan, merhametsizce, (b)
    smite hip and thigh: bozguna/hezimete uğratmak, perişan etmek.
  6. Adjective kalça+, kalçaya kadar uzanan (elbise vb.).
  7. Verb (hayvan) kalçası çıkmak, kalçasını incitmek.
  8. Verb ortası kabarık çatı yapmak.
  9. Noun kuşburnu, yabani gülün meyvesi.
  10. Exclamation sevinç çığlığı olarak söylenir:
    Hip hip hurrah! Şa şa şa!
  11. Adjective
    hip to: bilgili, bilen, herşeyden haberi olan, vâkıf, haberdar, uyanık, tetik, gözü açık, zamana uygun, modern.
  12. kuruntu, iç sıkıntısı.
  13. kuruntu/iç sıkıntısı vermek, endişelendirmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Boston hip
Boston saçağı/çatı kenarı.
catch someone on the hip
birini zayıf noktasından yakalamak Verb
have someone in the hip
birine hâkim olmak Verb
have someone in the hip
birini zaptetmek Verb
on/upon the hip
müşkül/zor durumda, zayıf vaziyette.
have someone on the hip: birini zayıf durumda yakalamak.
prosthetic hip
kalça protezi Noun, Medicine
prosthetic hip
protez kalça Noun, Medicine
rose hip
hip4. Noun
shoot from the hip
düşünmeden hareket etmek Verb, Idioms
shoot from the hip
plansızca hareket etmek Verb, Idioms
shoot from the hip
ilk aklına geleni yapmak Verb, Idioms
shoot from the hip
ağzına geleni söylemek Verb, Idioms
shoot from the hip
lafını sakınmamak Verb, Idioms
shoot from the hip
sözünü sakınmamak Verb, Idioms
trans s hip
aktarma yapmak Verb
hip boot
uzun çizme, balıkçı çizmesi.
hip flask
içki cep şisesi
hip joint
kalça eklemi.
hip lock
(güreşte) kalça çelmesi.
hip pack
bel çantası Noun
hip pocket
pantolon arka cebi
hip pocket
arka cep
hip pocket
kıç cebi
hip roof
sağrılı çatı. Noun
hip roofed
sağrı çatılı.
hip size
kalça genişliği
hip trauma
kalça travması Noun, Medicine
get/be hip to
bilgisi/haberi olmak, haberdar/vâkıf olmak.
smite hip and thigh
hip1 (6b).
smite someone hip and thigh
birini acımadan mahvetmek Verb
trans s hip to another vessel
başka bir tekneye aktarmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database