expediency

  1. Noun, Law yerindelik
  2. Noun uygunluk, muvafıklık, uygun/muvafık/münasip olma, yararlı/elverişli/şayanı tavsiye olma.
  3. Noun (özellikle politikada) şahsî çıkar/menfaat.
    Her offer to help was prompted by expediency, not kindness.
  4. Noun uygun/muvafık/münasip/yararlı (şey).
bir işi doğru veya haklı olup olmadığına bakmadan yürütme politikası Noun
bir işin haklı veya doğru olup olmadığına bakmadan yürütme politikası Noun