evening

English-Turkish Translation

  1. akşam: güneşin batmasından uyku zamanına kadar geçen zaman.
    in the evening: akşam(leyin).
    7
    o'clock in the evening: akşamın saat 7 sinde.
    to get out in the evening: akşam gezmeye gitmek.
    Good evening: Tünaydın, akşamlar hayrolsun.
    evening-class = evening-school: gece okulu.
    evening-dress/-wear: (kadın) tuvalet, giysi, (erkek) smokin.
    evening-gown: (kadın) gece elbisesi, tuvalet.
    this evening: bu akşam.
    That evening: O akşam.
    On the evening of the next day: Ertesi günün akşamı(nda).
    evening paper: akşam gazetesi.
    evening star: akşam/çoban yıldızı.
  2. (Güney ve orta ABD'de) öğleden güneşin batmasına kadar geçen zaman.
  3. ömrün son yılları, bir şeyin sona ermekte olduğu devre.
    the evening of life.
  4. gece eğlencesi, suvare.
    evening-party: suvare.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

become congested towards evening
akşama doğru tıkanmak Verb
become evening
akşam olmak Verb
crowning event of the evening
akşamın başarıyla sonuçlanan olayı
enough for (one) evening
akşamlık
for an evening
akşamlık
have a term for the evening
akşam için randevu almak Verb
have an engagement for the evening
akşam için sözü olmak Verb
have its peak hours in the evening
iş açısından en çok akşamları yoğun olmak Verb
have nothing on tomorrow evening
yarın akşam yapacak bir şeyi olmamak Verb
in the evening
akşamleyin
in the evening
akşama doğru Noun
lady of the evening
orospu, fahişe. Noun
late in the evening
akşama doğru Noun
later part of the evening
akşamın geç vakti
musical evening
müzikli suare
peaceful evening
sakin akşam
stay until evening
akşamlamak Verb
this evening
akşam
yesterday evening
akşam
evening bulletin
akşam bülteni
evening call to prayer
akşam ezanı Noun, Religion-Faith
evening classes
akşam kursları Noun
evening classes
akşam sınıfları Noun
evening dress
smokin
evening dress
gece elbisesi Noun, Textile Industry
evening dress is obligatory
elbise mecburidir
evening exchange
akşam borsası
evening gown
gown ile ayni anlama gelir. gecelik.
evening high school
akşam lisesi Noun, Education-Training
evening journal
akşam gazetesi
evening mail
akşam postası Noun
evening market
akşam piyasası
evening meal
akşam yemeği Noun, Food-Kitchen
evening paper
akşam gazetesi
evening party
gece toplantısı
evening party
suare
evening party
akşam partisi
evening performance
akşam seansı
evening performance (of a play) evening showing (of a movie
suare
evening prayer
evensong.
Evening Prayer
evensong ile ayni anlama gelir. (Anglikan kilisesin de) akşam duası.
evening prayer call
akşam ezanı Noun, Religion-Faith
evening primrose
gece safası Noun
evening school
akşam okulu
evening shift
gece vardiyası Noun
evening star
akşam yıldızı Noun, Astronomy
evening trade
gece borsası
evening walk
akşam gezintisi
call to evening prayer
akşam ezanı Noun, Religion-Faith
finish up the evening at the theater
geceyi tiyatroda tamamlamak Verb
finish up the evening at the theatre
geceyi tiyatroda tamamlamak Verb
have an evening out
bir akşamı dışarda geçirmek Verb
in evening dress
resmi mi kıyafetli
in the evening hours
akşam saatlerinde Adverb
join evening classes
akşam kurslarına katılmak Verb
planing or evening a surface
tesviye
sign up for evening classes
akşam kurslarına yazılmak Verb
spend the evening (in a place
akşamlamak Verb
the evening meal during Ramadan
iftar
the other day/night/evening etc
.: geçen gün/gece/akşam vb.
English-Turkish phrases from Zargan's own database