enter

English-Turkish Translation

  1. Verb girmek.
    to enter a room/a house. Let them enter.
  2. Verb içine girmek, dahil olmak, nüfuz etmek.
  3. Verb (askere, okula vb.) yazılmak, kaydolmak.
    He entered the armed forces when he was 18.
  4. Verb (okula vb.) yazdırmak, kaydettirmek, sokmak.
    Parents enter their children in shool.
  5. Verb
    enter on/upon: (a) başlamak, gir(iş)mek, hulûl etmek.
    We have entered upon a new phase in man's
    history. The new teacher entered upon his duties in the automn.
    enter upon one's 20th year: 20 yaşına basmak. (b) kanunen sahip olmak.
    When he was 18 he entered the large fortune that his father left him.
  6. Verb sahneye çıkmak/girmek.
    Enter Romeo. Othello enters.
  7. Verb delmek, işlemek.
    The bullet entered the bone.
  8. Verb sokmak.
    to enter a wedge under the door.
  9. Verb katılmak, girişmek, dahil olmak, iltihak etmek, üye olmak.
    to enter a contest. to enter into conversation with someone
  10. Verb (yarışmaya vb.) sokmak, dahil etmek.
  11. Verb intisap etmek.
    He entered the medical profession.
  12. Verb nüfuz etmek.
    to enter the spirit of a novel.
  13. Verb yazmak, kaydetmek, deftere/hesaba/kayda geçirmek.
    enter that to me: Bunu hesabıma yazınız.
  14. Verb, Law (a) tutanağa/zapta geçirmek, tutanak/zabıt tutmak, (b) (tasarruf etmek maksadıyla) bir mülke girmek,
    (c) kamu arazisinde hak iddia etmek, (d) gümrüğe mal beyannamesi vermek, (e) telif hakkı almak için gereken malûmatı vermek, (f) resmen müracaat etmek, başvurmak.
    to enter a complaint in court.
    to enter an action against someone: biri aleyhine dava açmak.
  15. Verb (artırmaya/ihaleye vb.) girmek, teklif vermek.
  16. Verb (gemi vb.) gümrüklenmek, gümrüğe girmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

enter in one's notebook
defterine kaydetmek Verb
enter into one's notebook
defterine kaydetmek Verb
enter into one's own recognizance
bir şeyin teminatını şahsen üstlenmek Verb
enter into one's own recognizances
mahkeme huzurunda davayı kabul etmek Verb
enter into one's own recognizances
teminat vermek Verb
enter one's name
adını kaydettirmek Verb
enter one's name
adını kaydetmek Verb
enter one's name
adıni kaydetmek Verb
enter one's name for the term
yazılmak Verb
enter one's name for the term
kaydolmak Verb
enter one's name in the visitor's book
adını otelde kalanlar defterine yazmak Verb
enter one's name in the visitor's book
adını ziyaretçiler defterine yazmak Verb
enter one's name on a list
adını bir listeye yazmak Verb
enter upon a new phase of one's life
yaşamının yeni bir dönemine girmek Verb
enter upon one's duties
görevleri çerçevesi içine girmek Verb
enter upon one's duty
göreve başlamak Verb
entry into force
yürürlüğe girme Noun, Law
illegal entry
yasadışı giriş Noun, International Law
prohibition of entry to a country
ülkeye giriş yasağı Noun, International Law
(account) to enter
geçirmek Verb
(age) to enter
basmak Verb
(records) to enter
işlemek Verb
allow someone to enter
sokmak Verb
break an enter
bir gayrimenkule tecavüz etmek Verb
intent to enter
girmeye niyetli
enter (a place) unlawfully
tecavüz etmek Verb
enter (a road
sapmak Verb
enter (into) a contract
sözleşme imzalamak Verb
enter (into) a discussion
tartışmaya girmek Verb
enter a cargo
(gemi) yükünü deklare etmek Verb
enter a cargo
gemi yükünü deklare etmek Verb
enter a caveat
ilgili bir kimsenin ilgili makamlara
enter a caveat
yetki çerçeveleri içindeki belirli işlemlerin kendisi dinleninceye kadar yapılmaması veya durdurulması için başvurması
enter a city
(askerlik) bir şehre girmek Verb
enter a college
bir koleje girmek Verb
enter a college
bir koleje gitmek Verb
enter a company
bir şirkete girmek Verb
enter a country
bir ülkeye girmek Verb
enter a decree
bir karar vermek Verb
enter a decree
kararname çıkarmak Verb
enter a defence
savunmasını hazırlamak Verb
enter a defence defense
savunmasını hazırlamak Verb
enter a firm
bir şirkete girmek Verb
enter a hospital
hastaneye başvurmak Verb
enter a hospital
hastaneye yatmak Verb
enter a ministry
bakanlığı üstlenmek Verb
enter a petition
mahkemeye dilekçe vermek Verb
enter a place unobtrusively
sızmak Verb
enter a plea
bir itirazda (defide) bulunmak Verb
enter a profession
bir mesleğe girmek Verb
enter a property
bir mülke el koymak Verb
enter a property
bir mülkü ele geçirmek Verb
enter a proposal
bir teklifte bulunmak Verb
enter a proposal
teklif sunmak Verb
enter a protest
protesto çekmek Verb
enter a protest
resmen protesto çekmek Verb
enter a room
odaya girmek Verb
enter a ship inwards
gemi limana girdiği zaman gümrüğe taşınan yükle ilgili bildiri vermek Verb
enter a society
bir derneğe girmek Verb
enter a society
derneğe girmek Verb
enter a suit
bir dava açmak Verb
enter a train
trene binmek Verb
enter a tunnel
tünele girmek Verb
enter a university
üniversiyete girmek Verb
enter a university
üniversiteye girmek Verb
enter a writ
celpname çıkarmak Verb
enter an appearance
mahkeme huzuruna çıkmak Verb
enter an employment
bir işe girmek Verb
enter an order
bir sipariş kaydetmek Verb
enter an order
bir siparişi kaydetmek Verb
enter as expense
masraf yapmak Verb
enter at the customhouse
gümrüğe girmek Verb
enter for
katılmak, iştirak etmek, yazılmak, yazdırmak, kaydettirmek.
enter for a race: bir yarışa katılmak.

enter a horse for a race: bir atı yarışa kaydettirmek.
Jo entered (himself) for the examination: Jo sınava katıldı.
enter for a race
yarışa bahis koymak Verb
enter for an award
ödül için yarışmak Verb
enter for an award
müsabakaya katılmak Verb
enter for an examination
bir sınava girmek Verb
enter for an examination
sınava girmek Verb
enter goods
gümrükte malları deklare etmek Verb
enter goods
gümrükte mal beyanında bulunmak Verb
enter goods
malları gümrükte deklare etmek Verb
enter harbour
limana girmek Verb
enter in a list
listeye kaydetmek Verb
enter in conformity
aslı gibidir olduğunu kaydetmek Verb
enter in conformity
birbirine mutabık olduğunu kaydetmek Verb
enter in the books
deftere kaydetmek Verb
enter in the invoice
faturaya kaydetmek Verb
enter in the register
sicile kaydetmek Verb
enter into
(a) incelemek, değinmek, dokunmak, temas etmek, nazarı itibara almak.
The book does not enter into
the issue of morality at all: Kitap, ahlâk sorununa hiç değinmiyor. (b) girişmek, ulaşmak, varmak.
enter into agreement: anlaşmaya varmak, sözleşme imzalamak. (c) katılmak, taraftar olmak, tarafını tutmak.
enter into someone's feelings: birisinin duygularına katılmak. (d) oluşturmak, bileşimine/terkibine girmek.
enter into …
… akdetmek Verb, Law
enter into a bargain
pazarlığa girişmek Verb
enter into a bargain
sözleşme akdetmek Verb
enter into a coalition
koalisyona girmek Verb
enter into a commitment
bir taahhüt altına girmek Verb
enter into a contract
sözleşme akdetmek Verb
enter into a controversy
tartışmaya girmek Verb
enter into a conversation
konuşmaya girişmek Verb
enter into a conversation
konuşmaya girmek Verb
enter into a deed
bir sözleşme akdetmek Verb
enter into a deed
bir senet akdetmek Verb
enter into a deliberation
tartışmaya girişmek Verb
enter into a lease
kira sözleşmesi imzalamak Verb
enter into a lease
bir kira sözleşmesi akdetmek Verb
enter into a partnership
ortaklığa girmek Verb
enter into a suretyship
kefil olmak Verb
enter into a transaction
bir ticari işe girişmek Verb
enter into an agreement
bir anlaşma imzalamak Verb
enter into an alliance
bir ittifak yapmak Verb
enter into an arrangement
bir anlaşma imzalamak Verb
enter into an engagement
bir taahhüte girmek Verb
enter into an obligation
bir borca girmek Verb
enter into an undertaking
bir taahhüde girmek Verb
enter into apprenticeship
çıraklığa başlamak Verb
enter into business
işe girmek Verb
enter into business relations
iş ilişkilerine girişmek Verb
enter into competition
rekabete girişmek Verb
enter into conformity
birine mutabık olduğunu kaydetmek Verb
enter into consultations
istişareye girişmek Verb
enter into conversation
konuşmaya girişmek Verb
enter into correspondence
yazışmaya başlamak Verb
enter into engagements
taahhütlere girmek Verb
enter into explanation
açıklamalara girişmek Verb
enter into force
yürürlüğe girmek Verb
enter into hospital
yatmak Verb
enter into long explanations
uzun uzun açıklamalarda bulunmak Verb
enter into negotiations
müzakerelere başlamak Verb
enter into negotiations
müzakereye girişmek Verb
enter into occupation premises
binaya taşınmak Verb
enter into particulars
ayrıntılara girmek Verb
enter into pecuniary obligation
parasal borca girmek Verb
enter into service
trafiğe çıkmak Noun, Transport
enter into the ledger
büyük deftere geçirmek Verb
enter inwards
kaptanın gümrüğe
enter inwards
gemisi limana girdiği zaman verdiği bildiri
enter land
(US) bir arazinin yeni sahibi olarak kendini tescil ettirmek Verb
enter on the record
protokola kaydetmek Verb
enter outwards
gemi limandan ayrılmadan önce gümrüğe taşınan yükle ilgili bilgi vermek Verb
enter parliament
milletvekili olmak Verb
enter politics
politikaya girmek Verb
enter politics
politikaya atılmak Verb, Politics-Intl. Relations
enter politics
siyasete atılmak Verb, Politics-Intl. Relations
enter premises
binaya girmek Verb
enter protest
itirazda bulunmak Verb
enter public life
kamu hayatına girmek Verb
enter satisfaction
ipoteği fek etmek Verb
enter satisfaction
ipoteği fekketmek Verb
enter sb's order
birinin emrine girmek Verb
enter short
eksik deklare etmek Verb
enter short
gümrük beyannamesinde eksik değer bildirmek Verb
enter suddenly
dalmak Verb
enter territory
bir araziye girmek Verb
enter the arena
ringe çıkmak Verb
enter the army
orduya yazılmak Verb
enter the bridal chamber
gerdeğe girmek Verb
enter the city limitations
şehir sınırlarına girmek Verb
enter the contest
müsabakaya katılmak Verb
enter the diplomatic service
diplomatik servise girmek Verb
enter the diplomatic service
hariciyeye tayin olmak Verb
enter the house
(Br) parlamento üyesi olmak Verb
enter the legal profession
hukukçu olmak Verb
enter the navy
donanmaya katılmak Verb
enter the port
limana girmek Verb
enter the record
tutanağa geçirmek Verb
enter the service of
kapılanmak Verb
enter the tourist season
turist mevsimine girmek Verb
enter the university
üniversiteye girmek Verb
enter the war
savaşa girmek Verb
enter unchartered seas
yeni ülkelere ayak basmak Verb
enter up
(muhasebe) kaydetmek Verb
enter upon
bir mevkie geçmek Verb
enter upon a campaign
bir kampanya başlatmak Verb
enter upon a career
bir mesleğe girmek Verb
enter upon a property
mal mülk tevarüs etmek Verb
enter upon an inheritance
mirasa konmak Verb
enter upon an inheritance
(US) mirasa konmak Verb
enter upon an office
bir mevkie geçmek Verb
enter upon new duties
yeni görevler almak Verb
enter upon new duties
yeni görevler üstlenmek Verb
enter upon office
iktidara gelmek Verb
enter upon property
ele geçirmek Verb
enter upon property
mülkü zaptetmek Verb
enter upon property
bir mülkü zaptetmek Verb
enter with a contract
sözleşme imzalamak Verb
to enter an appearance
davalının mahkemenin kaza yetkisini tanıyıp duruşmaya çıkmak niyetinde olduğunu belirten yazıyı vermesi
English-Turkish phrases from Zargan's own database