Astronomy tutulma. lunar eclipse: ay tutulması, husuf. solar eclipse: güneş tutulması, küsuf. partial/total
eclipse: kısmî/tam tutulma. annular eclipse: halka şeklinde tutulma.
sönme, karanlığa gömülme.
gözden düşme, yıldızı/şöhreti sönme, gözden kaybolma, yok olma. to be in eclipse = go into eclipse:
yıldızı sönmek, gözden düşmek, şöhretini yitirmek, unutulmak. She used to be a famous actress, but she's now in eclipse; she never appears on the stage now.
(güneş/ay) tutulmak. The moon is partly eclipsed.
(güneşin/ayın) tutulmasına sebep olmak, husufa/küsufa uğratmak. The moon eclipses the sun.
gölgelemek, gölgede bırakmak, şöhretini/yıldızını karartmak/söndürmek, bir kimseden üstün çıkmak. She
is quite eclipsed by her sister, who is cleverer, prettier and more amusing.
üstüne gölge düşürmek, karartmak, söndürmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition