earning

  1. Noun kazanma, iktisap.
hakiki kazançlar
banka kârı
örtülü kazanç (bir işletmenin genellikle hissedarlarına yasal olmayan dolaylı yollarla çıkar sağlaması
bir şubenin kazancı
navlun kazancı (bir limanda geminin boşaltılmasının süratle gerçekleştirilmesi sonucu nakliye maliyetlerinde sağlanan tasarruf
aşırı kazanç; fazla kazanç
döviz getiren
brüt ortalama saat ücreti
(Br) hükümetçe yılda iki kez çıkarılan bütün üretim ve diğer sanayi dallarında ödenen ücretlerdeki değişimi gösteren endeks
çok az kazanç
para getiren
işletme kazancı
sağlanabilecek kazanç
şirket tarafından temettü olarak dağıtılacak yerde hisse senetlerine yatırılmış net gelir
alıkonulan ücret
kâr getirici
beklenmedik kâr
yıllık kazanç
kazancın yükselmesi
kazançlı yatırımlar Noun
gelir getiren aktifler Noun
para kazanma kapasitesi
verimlilik
kârlı yatırım
kazanma gücü
kazanç oranı
iyi para kazanmak Verb
iyi para almak Verb
kazanç gücünün hesaplanması
kârlılığın hesaplanması
düşen kazanç kapasitesi
işletme geliri rakamları Noun
kur kazancı çarpanı
fiyat/kazanç oranı
birini hayatını kazanacak bir işe koymak Verb
kazanç kapasitesinin azaltılması
ücretli iş
ün kazanmak amacıyla çalışmak Verb