cadir

Turkish-English Phrases

bir çadır kurmak
to put up a tent Verb
büyük çadır
pavilion
büyük çadır
marquee
çadır
tabernacle
çadır
canvas
çadır
beach operator
çadır
tent
çadır
booth
çadır altında
under canvas
çadır bezi
canvas Noun, Textile Industry
çadır çiçeği
field bindweed Noun, Botany
çadır damının yatay direği
ridge pole
çadır direği
tent pole
çadır donanımı
camping gear
çadır gibi tavanı olan yatak
tent bed
çadır kazığı
tent peg
çadır kuran kişi
lascar
çadır kurma
to pitch up a tent
çadır kurmak
to pitch up tent Verb
çadır kurmak
to pitching a tent Verb
çadır kurmak
to strike a tent Verb
çadır kurup oturmak
to tent Verb
konik çadır
bell tent
Turkish-English phrases from Zargan's own database

çadır
Barınmak maksadıyle yere çakılmış kazıklara keçe, ... kolayca sökülüp taşınabilir barınak