beautiful

English-Turkish Translation

  1. Adjective güzel, dilber, zarif, lâtif, sevimli, şirin, (maddî ve manevî anlamda).
    a beautiful dress/child/girl/scene/day/song.
  2. Adjective mükemmel.
    She served us a beautiful roast of beef.
  3. Adjective harikulâde, fevkalâde.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

(prov) beautiful
keleş
(woman) beautiful
fıstık gibi
(woman) slender and beautiful
filiz gibi
be made beautiful
güzelleştirilmek Verb
become beautiful
güzelleşmek Verb
the beautiful
(a) güzellik kavramı, (b) güzel şeyler/kimseler.
the good and the beautiful: iyi ve güzel şeyler/kimseler.
(c) güzellik ülküsü/ideali.
to strive to attain the beautiful: güzellik ülküsüne erişmeye çalışmak.
beautiful people
zengin, kültürlü, asil, seçkin, güzide kimseler.
beautiful woman
fıstık (argo)
dangerously beautiful woman
afet
English-Turkish phrases from Zargan's own database