array

  1. sıra, dizi, saf, nizam.
    in battle array: muharebe nizamında.
    a beautiful array of dress materials:
    güzel dizilmiş elbiselik kumaşlar.
  2. muntazam dizilmiş, asker/polis vb.
    The crowd was met by an array of policemen.
  3. debdebe, tantana, ihtişam.
  4. zarif /süslü elbise/kıyafet.
  5. Radio anten dizisi.
  6. Law jüri heyeti/üyeleri.
  7. Mathematics dizey, derney.
  8. dizmek, sıralamak, sıraya koymak, tertip/tanzim etmek.
    The soldiers were arrayed for battle.
  9. giydirmek, süslemek.
    She was arrayed for her wedding.
muharebe nizamı, savaş düzeni. Noun
blok halinde jüriyi reddetmek Verb
jüri üyelerini reddetmek Verb
jürinin tamamının reddi
disk dizisi Information Technology
muharebe düzeni
Video Grafik Dizisi Noun, Information Technology
şalter sistemi
jüri üyelerinin dizilmesi
jüri listesi
jüri üyelerinin adlarıyla çağrılması
jüri üyelerinin adlarını okumak Verb
jüri üyelerini düzenlemek Verb
jüri üyelerinin adlarıyla çağrılması
jüri üyelerinin dizilmesi
çeşitli Adjective